Fe’ilâtün Fe’ilâtün Fe’ilâtün Fe’ilün
Kim sorar hâtırı hep câme vü destârın arar
Halk âyînelerin şimdi sadef-kârın arar
Hâlini soranlar elbise ile sarığına ilgi gösterirler. Bu zamanda halk aynaların bile sadef kakmalısını aramaktadır.
Aramaz kimse ma’ânî vü nikatın kütübün
Nakş-ı ser-levha vü dîbâçe-i halkârın arar
Hiç kimse kitaplardaki anlam ve ince nüktelere dikkat etmez. Herkes başlıktaki süsleme ile önsözdeki tezhibe bakar.
Olsalar reng ile bu kasr-ı havâsa mihman
Birisi kûşe sorar biri hevâdârın arar
Bir hile ile bu saygın köşke misafir olsalar, birisi köşe sorar, birisi havalı bir yer arar.
Hüner ol mertebe kâsid ki gezip kûy-be-kûy
Der-be-der köhne semer gibi harîdârın arar
Hüner, o kadar aranmaz oldu ki, mahalle mahalle gezip, âdeta kapı kapı müşteri aranan eski bir semer derecesine düştü.
Nice mümkin kala ferdâda dahı ferd ü garîb
Nâbiyâ kim ki bu ‘âlemde bu gün yarın arar
Ey Nâbî, bu âlemde bugün yarını (yarini, sevgilisini) arayan kimsenin yarınlarda tek başına kalması mümkün değildir.
Nâbî