Sabreyle gönül derdüne dermân ire umma
Cân atma oda bî-hûde cânân ire umma
Sabret gönül, derdine derman ulaşır diye umma.
Boş yere canını ateşe atıp, sevgili gelecek diye umma.
Gözün sadefinden nice dürdâne dökersin
Şol dişi güher dudağı mercân ire umma
Gözünün sedefinden her ne kadar inciler döksen de,
O inci dişli, mercan dudaklı gelir diye umma.
Gül vaslı dilersen ko bu feryâdı bülbül
Gül gonca gibi ağzı gülistân ire umma
Güle kavuşmayı istersen, bırak bu feryadı, ağlamayı bülbül.
Gonca gibi gül. O ağzı gül bahçesi olan gelir diye umma.
İnceldise hecr ile karınca gibi bilün
Firkat nice bir ola Süleymân ire umma
İnceldiyse ayrılık yüzünden karınca gibi belin,
Ayrılık ne kadar sürse de Süleyman yetişir diye umma.
Ya‘kûb gibi hüzn ile katlan bir iki gün
Bir gün haber-i Yûsuf-ı Ken‘ân ire umma
Yakup gibi hüzünle ayrılığa katlan bir iki gün.
Bir gün Kenanlı Yusuf’un haberi gelir diye umma.
Feryâd ü figan itme iy bülbül dahı ağzun
Yum gonca gibi yine gülistân ire umma
Feryat figan etme daha fazla ey bülbül
Ve ağzını yum gonca gibi, gül bahçesine kavuşurum diye umma.
Maksûd eteği kim ele düşvâr irişür
Yırtma yakanı elüne âsân ire umma
İsteklerin eteği ele çok güç geçer.
Yırtma yakanı, eline kolay geçer diye umma.
Ağyâr elinden sana şol yâr irimez
Âşkâr ola bir gün gele pinhân ire umma
Başkalarından geçip de o sevgili sana gelemez.
Ortaya çıkar bir gün bu. Gizlice gelir diye umma.
Bu resme ki Dehhânî-dürür şem’ gibi zâr
Başdan ayağa hem yana pâyân ire umma
Dehhânî mum gibi böylece ağlar,
Baştan ayağa yanar. Bir son bulur diye umma.
Hoca Dehhânî