Vardum seherî tâ’at içün mescide nâgâh
Gördüm oturur halka olup bir nice gümrâh
Bir sabah, vakitsiz, (yani daha sabah namazı vakti gelmeden) sabah namazı için mescide gittim ve bir sürü yolunu şaşırmışların halka şeklinde oturduklarını gördüm.
Girmiş kemer-i vahdete almış ele tesbîh
Her birisinün vird-i zebânı çil ü pencâh
Bunlar (Tevhid zikri) yapılan halkaya girmişler, ellerine tespih almışlardı. Her birisinin dilinde ise kırk, elli diye lâflar dolaşıyordu.
Didüm ne satarsuz ne alursuz ne virirsüz
K’aslâ dilinüzde ne nebî var ne hôd Allah
Onlara dedim ki: “Ne sayıyorsunuz, ne alıp satıyorsunuz? Dilinizde ne peygamber, ne de Allah sözü var!”,
Didi biri kim şehrimüzün hâkim-i vakti
Hayr itmek içün halka gelür mescide her gâh
Biri dedi ki: “Şehrimizin valisi, her zaman, halka iyilik etmek için bu mescide gelir.
İhsânı ya pencâh ya çildür fukaraya
Sabreyle ki demdür gele ol mîr-i felek-câh
Onun fakirlere ihsanı ya ellilik, ya kırklık akçedir, Sabret, şimdi o mevkii gök kadar yüksek olan şeyin gelme zamanıdır,”
Geldüklerini mescide bildüm ne içündür
Yüz döndirüp andan didüm ey kavm olun âgâh
Mescide niçin geldiklerini öğrendim ve yüz çevirip nefret ettim; sonra da dedim ki: ‘Ey cemaat! Biliniz ki,
Sizden kim ırağ oldı ise Hakk’a yakındur
Zirâ ki dalâlet yolıdur gitdüğünüz râh
Sizden kim uzaklaşırsa Allah’a yaklaşır. Çünkü sizin gittiğiniz yol, sapkınlık yoludur.
Tahkîk bu kim hep işinüz zerk ü riyâdur
Taklîddesüz tâ’atünüz cümle hebâdur
Doğrusu bu ki, sizin bütün işleriniz yalan, riya ve gösteriştir Göreneğe uyarak taklid ibadeti yapmaktasınız; bunun için ibadetiniz tamamen boşunadır.”
Dokuzuncu Bend | Terkîb-i Bend | Bağdatlı Rûhî
Bir yorum
Geri izlemeler Bağdatlı Rûhî | Edibane.com