دوندروب هر كلى بر اخكر سوزانه صبا
داغلر ياقدى دل بلبل نالانه صبا
Döndürȗb her gülî bir aḫker-i sȗzâna ṣabâ
Dâġlar yâķdı dil-i bülbül-i nâlâna sabâ
Sabah rüzgarı her gülü yanan bir kora döndürüp inleyen bülbülün gönlünü dağladı.
شاه نوروزدن اولدى ينه ملك چمنه
غنجه طومارينك ايصالنه پروانه صبا
Şâh-ı nevrȗzdan oldî yine mülk-i çemene
Ġonce ṭûmârınuň îṣâline pervâne sabâ
Sabah rüzgarı yine nevruz şahından çemen ülkesine gonca mektubunu eriştirmek için pervane oldu.
ناشكيباى بلبل نوله افزون اولسه
سويلدى دردينى كوش كله مستانه صبا
Nâ-şikîbâyî-i bülbül n’ola efzûn olsa
Söyledi derdini gȗş-ı güle mestâne ṣabâ
Sabah rüzgarı bülbülün derdini sarhoşlukla gülün kulağına söyledi. Bu yüzden bülbülün sabırsızlığı, huzursuzluğu artsa şaşılır mı?
طوقينور دللره يارك سر كيسوسندن
طرۀسنبله كاهى كه اورور شانه صبا
Ṭoķınur dillere yâruň ser-i gîsȗsından
Ṭurra-i sünbüle gâhî ki urur şâne ṣabâ
Sabah rüzgarı sevgilinin alnındaki sünbül saçları taradığı zamanlar, omzuna kadar dökülen saçlara bağlı gönüllere dokunur.
ناﺌلى ساخۀ پر سنبل فردوسه دونر
بوى زلفك كتورورسه حرم جانه صبا
Nâ’ilî sâḫa-i pür-sünbül-i firdevse döner
Bûy-ı zülfiň getürürse ḥarem-i câne ṣabâ
Ey Nâ’ili! Sabah rüzgarı sevgilinin saçlarının kokusunu canını tâ içine getirirse orasını cennetin sümbül dolu alanına döndürür.