rastladığı kimselere, dağlara, taşlara, ırmaklara, dağlardaki hayvanlara saz çalar, onlardan Aslı’nın izini sorar. Yıllarca süren bu gurbet ateşinde pişe pişe olgunlaşır, keramet sahibi bir “halk âşığı” olur. Tanrı onun her dileğini yerine getirir, önüne çıkan engeller kalkar, dağların karı, dumanı gider, ırmaklar geçit verir, beddua ettiği kimseler ya da nesneler harap olur. Yıllarca kovaladıktan sonra Kayseri’de onlara yetişir. İlkin kızdan yüz bulamaz. Kendi sevgisinin üçte birini olsun Aslı’ya vermesini Tanrı’dan diler; duası kabul olunur, Aslı da Kerem’e âşık olur. Bir gece gizlice kaçmak isterlerse de buluşamazlar. Keşiş’in ahbabı olan Kayseri Beyi’nin adamları Kerem‘i tutarlar; Kerem “Hak aşığı” olduğunu ispat edince, Bey, Keşiş’e kızı Kerem’e vermesini emreder. Keşiş, Kayseri’den kaçar, Kerem yine peşlerine düşer. Nihayet, Halep’te onlara erişir. Halep Paşası’na kendini sevdirir. Paşa Keşiş’i zorlayarak, kızı Kerem’e vermeye razı eder. İki sevgilinin nikâhları kıyılır. Kızını Kerem’e yâr etmemeğe ahdetmiş olan Keşiş; Aslı’ya, son düğmesine kadar çözüldükten sonra tekrar kendiliğinden iliklenen sihirli bir gömlek giydirir. Kerem, Aslı’nın düğmelerini bir türlü çözemez, ateşli bir ah çeker, yanıp kül olur. Aslı dağılan külleri saçıyla toplarken bir kıvılcım da onu tutuşturur. Böylece, iki sevgilinin ancak külleri birbirine kavuşur.
Kerem : Halk şairlerinin geleneksel yapısına uygun, duyarlı, yalın dille aşk deyişleri söyleyen bir ozandır. Gerçek adı Mirza Bey’dir (Kendi aralarında birbirlerini Aslı ve Kerem olarak çağırırlar). Ermeni keşişinin kızı olan Aslı’ya vurulur. Aslı’ya çeşitli zorluklar sonucu kavuşur. Evlendiği gece, Aslı’nın giydiği bir büyülü bir elbise karşısında “ah” çekince kül olur.
Aslı: Ermeni keşişinin kızıdır. Gerçek adı Kara Sultan’dır. Babası, Kerem ile evlenmesine izin vermez ve kızını sürekli başka diyarlara götürür. Evlendikleri gece Kerem’in kül olmasıyla Kerem’den çıkan alevlerle saçı tutuşan Aslı da Kerem’in ardından ölür.
öffffffffffffff yha türkü diyok ne getryolr yha