Fe'ilâtün / Fe'ilâtün / Fe'ilâtün / Fe'ilün كوزلرى اعمى اوﻻن نور تجلى نه بيلور بو سوذك شرخينى بينايه صوراعمى نه بيلور Gözleri a’mâ olan nûr-ı tecellî ne bilür Bu sözün şerhini bînâya sor a’mî ne …
Devamı »Terkîb-i Bend IV | Ziyâ Paşa
دهرك نه صفا وار عجبا سيم وزرنده انسان بر اغور هپسنى حين سفرنده Dehrin ne safâ var acaba sîm üzerinde İnsan bırağur hepsini hîn-i seferinde Dünyanın altınında, gümüşünde acaba ne güzellik var, İnsan hepsini bırakır …
Devamı »Terkîb-i Bend II | Ziyâ Paşa
اى قدرتكه اولميان آغاز و تناهى ممكن دكل اوصافكى ادراك كماهى Ey kudretine olmayan âğâz u tenâhî Mümkin değil evsâfını idrâk kemâhî Ey kudretinin başlangıcı ve bitişi olmayan, Sıfatlarını olduğu gibi idrak mümkün değil. هر …
Devamı »Terkîb-i Bend I | Ziyâ Paşa
ساقى كتور اول باده ي كيم مايۀ جاندر ارامده عقل مﻻمت زده كاندر Sâki getür ol bâdeyi kim mâye-i cândır Ârâm-dih-i akl-ı melâmet-zedegândır Saki, o şarabı getir ki canın mayasıdır, Ayıplanmış kimselerin aklına huzur verir. …
Devamı »Terkîb-i Bend III| Ziyâ Paşa
بر قطره ايچن چشمۀ پر خون فنادن باش آله مز بر دخى باران بﻻدن Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-ı fenâdan, Başın alamaz bir dahî bârân-ı belâdan. Faniliğin kan dolu çeşmesinden bir damla içen, Bir daha …
Devamı »Terkîb-i Bend V | Ziyâ Paşa
غدر ايده رعاياسنه والئ ايالت دنياده و عقباده نه ذلت نه رذالت Ḡadr ede reâyâsına vâlî-i eyâlet, Dünyâda vü ukbâda ne zillet ne rezâlet. Eyaletin valisi, halkına zulmediyormuş, Dünyada ve ahirette ne alçaklıktır, ne rezalettir! …
Devamı »